Türkiye'nin modern mimarisinin tarihinin en önemli
simgelerinden, Taksim Meydanı ve tüm İstanbul için kent belleğinin yeri
doldurulamaz bir parçası olan Atatürk Kültür Merkezi, Tabanlıoğlu Mimarlık
tarafından üstlenilen yenileme projesi ile bugünün imkan ve yaklaşımlarıyla
yeniden yorumlandı. Atatürk Kültür Merkezi, yenileme projesinin temelinin
atılmasının ardından geçen 32 ayın sonunda, Cumhuriyetin ilanının 98. yıl
dönümünde İstanbul’la ve İstanbullularla yeniden buluştu. Aspen olarak, iç
SEPERA bölme duvarlarımızla ürünlerimizle Atatürk Kültür Merkezi Yenileme
Projesinin çözüm ortaklarından biri olmaktan mutluluk duyuyoruz.
Tarihçesi
1969 yılında açılan Atatük Kültür Merkezi’nin hikayesi
İstanbul’un modernleşmesi amacıyla master plan hazırlanması için 1936’da
Fransız kent tasarımcısı Henri Prost’un Atatürk tarafından Türkiye’ye davet
edilmesi ile başlar.
Prost’un önerisi ile projenin tasarımı için başta Fransız
mimar Auguste Perret, sonrasında ise Rükneddin Güney ve Feridun Kip çeşitli
projeler hazırlamıştır. Ancak proje yapım süreci gerek dönemin koşulları ve 2.
Dünya Savaşı gerek maddi kısıtlılıklar nedeniyle üstlenicinin el değiştirmesi
sebebiyle bu projeler uygulanamamıştır.
Projenin yapımını en son üstlenen kurum Bayındırlık Bakanlığı olmuştur ve burada çalışan Hayati Tabanlıoğlu’nun geliştirdiği proje önerisi, tiyatro konusunda dönemin uzmanı olan Prof. Gerhard Graubner tarafından uygulamaya uygun bulunmuştur. Başlangıçta sadece opera binası olarak düşünülen bina, statik, tesisat, sahne tekniği ve akustik uzmanların iş birliğiyle ‘kültür merkezi’ niteliği kazanarak 1969’da İstanbul Kültür Sarayı adıyla açılmıştır.
27 Kasım 1970’te çıkan büyük bir yangın sebebiyle ağır hasar
alan İstanbul Kültür Sarayı kullanılamaz hâle gelmiştir. Hayati Tabanlıoğlu
tarafından tekrar projelendirilen bina, iç mekânlar ve tesisatta yeni
teknolojilerle yapılan değişikliklerle 6 Ekim 1978’de Atatürk Kültür Merkezi
ismi ile yeniden açılmıştır.
Hayati Tabanlıoğlu'nun son şeklini verdiği yapı, döneminin
yalın ve işlevsel mimari anlayışının tipik bir örneği olarak kabul edilir.
Özellikle Büyük Salon'un yüksek sofitası, derin ve geniş sahnesi, yine bu
sahnenin farklı kullanımlara imkan veren, çeşitli asansörlerden oluşan gelişmiş
mekanik kapasitesi yapının karakterini oluşturan temel öğelerdir.
2005’de ekonomik ömrünü tamamladığı için yıkılması önerilen yapı, gelen yoğun tepkiler sonucunda Kasım 2007’de İstanbul 2 No'lu Koruma Kurulu tarafından 1. grup kültür varlığı olarak tescil edilmiştir. Yapımı planlanan yenileme projesi için 2018’de Tabanlıoğlu Mimarlık görevlendirilmiştir.
“Yeni” Atatük Kültür Merkezi
Yeni kültür kompleksi, toplam 95.000 m² alana sahip beş bölümden oluşur. Yeni AKM içinde 2038 kişilik opera salonu ve 805 kişilik tiyatro salonu bulunmaktadır. Daha önce düz ve dikdörtgen formlarda inşa edilen salonların aksine yeni opera salonu at nalı formundadır. At nalı formlu ana salonun cephesi aynı zamanda yapının ikinci cephesi olarak tanımlanmış ve kırmızı seramiklerle vurgulanmıştır. Orijinal cepheyi ve ana kütleyi koruyan yeni Atatürk Kültür Merkezi, “medya cephe” özelliğiyle içeride oynanan temsillerin cephe vasıtasıyla meydana yayınlanmasını mümkün kılmaktadır.
Yapıda ana salonların yanı sıra iki katlı ve üç balkonlu 683
m²’lik bir AKM Kütüphanesi yer almaktadır. Kütüphanede müzik, sanat, mimari,
tasarım alanlarında kaynaklar bulunmaktadır. İlk iki katı sergi alanı olarak
kullanılan yeni AKM’de üç katlı bir müzik platformu, müzik kayıt stüdyosu,
çocuk sanat merkezi, tasarım dükkânı, çok amaçlı salon, kitap kafe, ortak
çalışma alanı, galeri, cep sineması ve 432 araçlık otopark yer almaktadır.