Son dönemlerde hem ülkemiz hem de dünya genelinde büyük değişiklikler yaşıyoruz. Pandemi dönemi olarak adlandırdığımız bu dönemde en büyük rollerden biri de yaşam alanlarımıza düşmekte. Bugüne kadar günün koşturmasından evlerimizde geçirebildiğimiz vakitler kısıtlıydı, pandemi nedeniyle kapandığımız evlerimizde büyük ölçüde değişimler gerçekleştirmeye başladık. Yaşam alanlarımızı mümkün oldukça estetik bir görünüme kazandırmaya, evin her köşesini değerlendirmeye devam ediyoruz. Pandemi sonrası birçok alanda olduğu gibi mimari ve dekorasyon alanında türlü değişim ve yenilikler yaşandı, yaşanmaya da devam ediyor.
Evde çalışma düzenine geçmemizin ardından evlerin geçici işyeri olması, eğitimin çevrim içi olarak evden yürütülmesi ve egzersiz gibi etkinliklerin evde yapılması tasarım ve mimari anlayışında da değişime gidilmesine neden oldu. Birçok mimar/tasarımcı bu süreçte yeni mekanlar tasarladı ve yeni teoriler geliştirdi. Her biri sosyal mesafe kurallarına uygun olarak tasarlanan mekanlarda tabiiki hijyen ön planda tutulmakta. Evlerde iç mekan dekorasyonunun yanı sıra evde çalışma için uygun ortamlar tasarlanmasıyla yaşam alanlarımız artık geçici ofislere dönüşüyor.
Yaşanan bu süreç ofislerin geleceği konusunda da önemli soru işaretleri ortaya çıkartmakta. Ofislerin sonu geldi mi? Bundan sonra hep evden mi çalışılacak? gibi sorular gündeme gelirken sosyolojik ihtiyaçlar da göz önünde bulundurulduğunda ofiste çalışmanın hala tercih edildiği gözlemleniyor.
Tabii yeni ihtiyaçlar ve gereksinimler doğrultusunda evrimleşen ofis tasarım prensiplerinde gerek sosyolojik, gerekse de fiziksel açılardan önemli değişiklikler yaşanacak. Artık çalışanlara ilham verecek, farklı bağlantılar kurmalarına ve sosyal deneyimler kazanmalarına imkan tanıyacak, aynı zamanda kurumsal kültüre değer katmaya odaklanan mekansal tasarım kriterleri, geleceğin ofislerini şekillendirmeye başladı bile.
Tasarımın önemli olduğu kadar hijyenin ön plana çıktığı yapı malzemeleri de bu dönemin vazgeçilmezleri oldu. Pandemi sonrası ev, ofis, eğitim kurumları gibi insanların bir arada ve çokça vakit geçirdiği ortamlar için; mekanların hava kalitesi, gürültü kirliliğinin önlenmesi, hijyenik yapı malzemeleri ve görsel konfor gibi verimliliği artıran tasarımlar yapılmaya başlandı.
Günümüzde mekanlarda zeminden tavana kadar hijyen ön planda tutulurken; bu mekanlara özel çözüm sunan Aspen Integra hijyen tavanlar büyük ilgi görmekte. Aspen Integra; metal asma tavan panel yüzeyinde kullanılan özel işlemler sayesinde mikroplara karşı temiz yüzey oluşturuyor. Kullanılan özel üretim antibakteriyel boya sayesinde yüksek dayanıma sahip Aspen Integra hijyen tavanlar yalnızca ev değil, hastane, sağlık merkezleri, laboratuvar, eğitim binaları ve data merkezleri gibi alanlarda kullanım sağlanıyor. EPD sertikalı Aspen Integra hijyen tavanlar, içinde bulunduğumuz dönemde mekana kattığı estetik değeri kadar sürdürülebilir olmalarıyla da ön plana çıkıyor.
Pandemi döneminde edindiğimiz gerek fiziki davranışlar, gerek mekansal tasarım anlayışları önümüzdeki süreçlerde de hayatımızın bir parçası olarak devam edecek gibi görünüyor. Bundan sonraki süreçlerde ise tasarımcılar, insanların sosyal mesafe kurallarına uygun daha konforlu ve sağlıklı mekanlarda yaşamlarını sürdürmelerini öngörüyor.